Bundan otuz altı yıl önce, otuz Aralık 1984’de, Summa Akron Şehir Hastanesi’nde Gloria Marie James adındaki bir kadın doğum yaptı. Doğan çocuğuna LeBron Raymone adını verdi. Gloria yalnız bir kadındı, kadın demeye dilim varmıyor çünkü LeBron’u doğurduğunda henüz on altı yaşındaydı. Onu zor yılların beklediğini biliyordu ancak hiçbir zaman ümidini yitirmedi. Yalnız bir anne olarak çocuğuna elindeki her şeyi vermeye çalıştı ama her zaman yeterli olamadı. Kimi zaman evsiz kaldılar, çoğu zaman aç. Bence bu durum gerçek bir kralın yetişmesini sağladı çünkü tabanı görmeden tavana ulaşamazsın. Yıllar geçti Raymone büyüdü. Amerikan futbolunu çok seviyordu ve gayet de başarılıydı ancak takım arkadaşlarının baskısı yüzünden futbolu bıraktı. Basketbola iyice yönelen Raymone, bütün Amerika’ya adını duyurdu. Lisede basketbol maçları ulusal televizyonda yayınlanan ilk oyuncu oldu. Sports Illustrated dergisine kapak olan ilk liseli oyuncu oldu. Ve sonunda kaçınılmaz son geldi, çattı kapıya.
2003 draftlarında Cleveland Cavaliers tarafından draft edildi. Bütün gözler onun üzerindeydi çünkü o majestelerinin varisiydi. Yılın en iyi çaylağı seçilerek de bu iddianın doğruluğunu ispatlamaya başladı. 2004 yılında ilk defa All-Star seçildi ve All NBA ikici takımına seçildi. Takvimler 2007’i gösterdiği zaman çok inanılmaz bir işe imza attı. Cavaliers’i NBA finallerine taşıdı ancak başarılı olamadılar, şampiyon Tim Duncan önderliğindeki Spurs oldu. Sonraki iki yıl üst üste MVP seçilmesine rağmen play-off’larda istenilen başarı elde edilemedi. Bir karar vermek zorundaydı. Tüm Amerika televizyon karşısına geçmiş ve ağzından dökülecek kelimeleri bekliyordu.
Raymone şunları söyledi “I’m taking my talent to the South Beach.”. Bu cümlelerle lige beraber girdiği Dwayne Wade’nin yanına gideceği, Miami’ye gideceği anlaşıldı. Ardından yine aynı yıl lige giren Chris Bosh da takıma katıldı. İlk sezon istenilen oldu, Miami finallere çıktı. Ancak beklenen olmadı, finallerde kaybettiler. Gerçi kimse Dallas’ın finallere bile çıkacağını tahmin edemezken adamlar NBA şampiyonu oldular. O yüzük bir NBA şampiyonluğundan daha büyük bir anlam ifade ediyor bence. Sonraki iki yıl Miami rüzgarı bütün ligi kasıp kavurdu. Üst üste iki yıl şampiyon oldular. Raymone ise iki yıl üst üste hem normal sezon MVP’si ödülünü hem de finaller MVP’si ödülünü aldı. 2014’te bir hüsran daha yaşandı, finallerde kaybettiler. Yine kazanan Tim Duncan ( yancısı Kawhi Leoanard) ve Spurs oldu. Serbest oyuncu konumuna gelen Raymone, yine bir karar vermek zorundaydı.
Ama şehrine verdiği şampiyonluk sözü aklındaydı. O yüzden evine Cleveland’a döndü. Takımdan ayrıldığında formasını yakanlar kucakladı onu. Gerçekten lakabını hak ediyorsun kral. 2015 yılında finallere çıktılar ancak takımın diğer iki büyük yıldızı Kevin Love ve Kyrie Irving sakattı ve kaybettiler. 2016 yılı bir anlamda Stephan Curry ve Golden State yılıydı, ta ki Raymone ve Irving sahneye çıkana kadar. Warriors normal sezonda 72 maç kazanarak Chicago’nun rekorunu kırdı. Curry ise unanimous (tüm oyları alarak) olarak MVP seçilmişti. Finallerde 3-1 öndelerdi ancak beşinci maçta işlerin tersine döndü ve Cleveland momentumu arkasına alarak şampiyon oldu. Raymone finaller MVP’si ödülünü aldı. Ardından gelen iki yılda da finallere çıktılar ancak başarılı olamadılar.
2018 yılında serbest oyuncu olan Raymone, Hollywood’a yerleşti ve Los Angeles Lakers ile dört yıllık bir anlaşmaya imza attı. Raymone ilk sezon sakatlandı ve tökezledi. İlk defa bu kadar uzun süren bir sakatlık yaşamıştı. LA o yıl play-off’ları kaçırdı. Başarısız bir yılın ardından takıma yeni bir star getirildi. Çok isim anıldı ancak herkes tek bir ismi istiyordu “Anthony Davis”. Ve Davis Lakers ile anlaştı. Daha ilk maçlarından itibaren Raymone ve Anthony ikilisi muhteşem bir kimya yakaladılar. Bu kimya play-off’larda ve finallerde de devam etti ve Lakers, Black Mamba anısına şampiyon oldu. Finaller MVP’si yine Raymone oldu. Raymone kariyerine Lakers ile devam ediyor.
Geriye baktığımızda 41.823 sayı, 11.783 ribaunt, 11.243 asist, 2.464 top çalma, 1.208 blok (play-off’lar dahil) 4 MVP ödülü, 4 FMVP ödülü, 4 şampiyonluk, 1 yılın en iyi çaylağı, 16 NBA All- Team ( 1-13, 2-2, 3-1) seçilimi, 16 All-Star seçilimi, 3 All-Star MVP’liği, ve daha nicelerini bıraktın Raymone. Tam 17 sezon boyunca bize gerçekten her şeyini verdin. Bize bu oyunu sevdirdin. Bizlere oyunun daha büyük olduğunu gösterdin. Sadece basketbolunla değil saha dışındaki yardımların ve bir okul açman takdire şayan bir hareketti. Sadece bunlarla sınırlı kalsa yine iyi, bizlere aç olup, evsiz olup nasıl milyonlar kazanılabileceğini ve kazancı nasıl değerlendirebileceğimizi gösterdin. Sen tüm dünyaya bir umut meşalesi oldun. Gerçekten lakabının hakkını verdin ve gönüllerimizin kralı oldun. NFcomtr, SonPeriyot, NFeurope ailesi olarak yeni yaşını kutlar, sevdiklerinle beraber nice yıllar dileriz. Umarım Kobe gibi aramızdan erken ayrılıp bizleri üzmezsin, uzun yıllar boyunca basketbolumuzu güzelleştirmeye devam edersin.
