NBA sezonun bitmesine birkaç saat ya da birkaç gün kaldı. LeBron’un liderliğindeki Lakers ve Butler liderliğindeki Heat finallerin altıncı maçına bu gece 02.30’da çıkacak. İki takımda özellikle Miami, bırakın şampiyon olmayı ikinci turu dahi geçemeyenceklerine dair söylentiler vardı. Çoğu kişi finallerin Clippers-Bucks şeklinde olacağını düşünüyordu ancak Clippers batı finallerine bile çıkamadı, doğuya geldiğimizde ise bu sezonun hem MVP hemde DPOY ödülüne layık görülen Giannis’in takımı Bucks, Jimmy Butler liderliğindeki genç oyunculardan oluşan Heat’e karşı ikinci turda elendi. Şimdi de hem Heat adına hemde Lakers adına şampiyon olmanın önemini ve ellerindeki kozları inceleyelim.
Öncelikle Lakers’i ele almak istiyorum. NBA’da tam 16 kez şampiyon olmuş bir takım, ancak 17 şampiyonluğa sahip Boston’un arkasından ikinci sırada, bu şampiyonluk bu sıralamada Lakers’i Boston ile beraber ilk sıraya yerleştirecektir. Bir diğer önemli kısım ise hepimizi derinden yaralayan Kobe’nin vefatı. Bildiğiniz üzere 26 Ocak 2020’de Kobe Bryant bir helikopter kazasında vefat etti, hem Lakers taraftarı hemde LeBron James bu şampiyonluğu onun anısına kazanmak istiyor. Hatta LeBron serinin beşinci maçında 40 sayı, 13 ribaunt, 7 asist ile oynayarak bu konuda ne kadar istekli olduğunu gösterdi. Normal bir insan hakkında konuşuyor olsaydık bu motivasyon bile yeterli olurdu ancak konu LeBron’a gelince bu yeterli bir sebep olmuyor. Yıllardır “winner” olamamasıyla ilgili eleştirilere maruz kaldığından dolayı 17.sezonunda 35 yaşında, ben hala burdayım, tahtıma kimse oturamaz demek için şampiyonluğu istiyor. LeBron’un bir diğer motivasyonu ise Heat. Miami’de 4 yıl geçiren 4 final gören iki de şampiyonluk kazanan LeBron, eski takımım dahi olsa “no mercy” demek istiyor. Göz ardı edilemeyecek bir diğer durum ise Lakers kadrosundaki veteran oyuncular. Özellikle Dwight Howard. Prime döneminde ligin bir numaralı uzunuydu ancak bir şampiyonluk elde edemedi. Bir diğer isim ise Rajon Rondo. Her ne kadar Boston döneminde kendini kanıtlamış olsa da, hala finale çıkmış bir takımı bu platforma getiren önemli etkenlerden biri olabilirim düşüncesiyle hareket etmesi Lakers için güzel bir motivasyon. Son kalemiz ise Anthony Davis. Davis çaylak yılından beri ligdeki en uzun olma potansiyeline sahip bir oyuncu olarak gösterildi ancak bunu belgeleyebilecek ne bir ödül nede bir şampiyonluk kazandı. Bu şampiyonlukta onu ligdeki en iyi uzun statüsüne getirecek bir başarı olduğunu düşünmesi Lakers’i bir adım daha ileriye taşıyor.
Gel gelelim bizim mahallenin atarlı çocuklarına, Floriada’nın ateşiyle yanmış gelceğin parlak yüzlerine, Miami Heat’e. Hiç şüphesiz Miami’nin bu serideki en büyük motivasyonu hiçbir yayın organı ya da analizci tarafından “contender” olarak gösterilmemesiydi. Bununla beraber gerçekten tüm kariyeri boyunca, lise yıllarından itibaren dişiyle tırnağıyla kazıya kazıya gelmiş bir Jimmy Butler’e sahip olmasıdır. Jimmy gerçekten sahanın iki tarafında da çok muhteşem bir oyuncu ancak davranışları ve bir takıma liderlik etme isteği yüzünden ne bir koçla nede bir takımla NBA finallerine kariyerine boyunca gelememişti. Ben Jimmy’in Heat ile bu kadar iyi anlaşabilmesini şu nedenlere bağlıyorum:
Takım başkanı Pat Riley’in koçluk kariyerinde 8 yıl boyunca Magic Johnson gibi dominant bir oyuncu ile çalışması.
Takım koçu Erik Spoelstra’nın 4 yıl boyuncu LeBron James gibi Magic’ten daha dominant bir oyunucu ile çalışması.
Son olarak yaşından ve tecrübesinden dolayı takımdaki genç oyunculardan saygı görmesi. Bu saygının sebebi ise hepsinin Jimmy’e benzer lise, kolej ve draft anılarının olması.
Miami’nin bir diğer kozu ise Pat Riley. Her iki takımdaki bütün oyuncuları, yönetimdeki insanları, herkesi bir araya getiridiğimizde Pat Riley kadar NBA finallerinde tecrübeli biri isim göremeyiz. Spoelstra’nında Riley tarafından yetiştirildiğini düşündüğümüzde bu gerçekten Miami için çok önemli bir etken. Riley’in diğer yüzüne geldiğimizde hem oyunculuk kariyerinde hemde koçluk kariyerinde Lakers Riley’i Riley yapan yerdi diyebilirim. Gençlere geldiğimizde öncelikle bahsetmek istediğim isim Bam Adebayo. Gerçekten vücuduna ve yaşına baktığımızda kendisinden beklenmedik işler yapabilen bir isim. Bir forvet boyunda olmasına rağmen çok iyi bir pivot olması, yaşına ve pozisyonuna rağmen tutturduğu asist ortalaması ve oyun kurma becerisi onu 2020’li yılların en iyi uzunu olma ihtimalini güçlendiriyor. Diğer isimlere gelecek olursak bunlar; Kendrick Nunn, Duncan Robinson ve Tyler Herro olacaktır. Bu gençler hakkında savunma konusunda yapacağınız her türlü eleştiriye açığım ancak yaşlarına rağmen NBA finalleri gibi bir platformda üst düzey bir ofansif performans göstermeli, gelecekte ligin yüzü olacaklarının bir göstergesi. Miami’nin veteranlarına geldiğimizde iki isim ön plana çıkıyor Udonis Haslem ve Goran Dragic. Udonis Haslem kariyerinde beş final görmüş, tarihte çok büyük izler bırakan çok büyük oyuncularla oynamış, 17. Sezonunda olan muhteşem bir lider. Goran Dragic ise sadece tecrübesi ve liderliği ile değil performansı ile de çok öne çıkan bir oyuncu. Hepimiz zaten son Avrupa Kupası’ndan nasıl bir lider olduğunu hatırlıyoruz.
Her iki takımıda hem tarihin tozlu sayfalarından edindiğimim bilgiler ile hemde günümüz analizleri ışığında değerlendirdim. Gönlümüz hep Kobe’li Lakers ve LeBron’lu Heat takımlarını finalde görmeyi isterdi, kısmet olmadı ama bu serininde öyle bir seriden gerçekten pek aşağı kalır yanı yok. Bu seri hakkında son bir şey daha paylaşıp yazımı tamamlamak istiyorum. Her iki takımdan hangisi kazanırsa kazansın Lakers forması giyen Dion Waiters sezona Miami ile başladığı için bir yüzüğü garantiledi. Dion Waiters kadar başarıyı garantilediğiniz bir hayat dilerim.