Geçtiğimiz sezon Toronto Raptors şampiyonluğu göğüslerken Durant’i ve Klay’ı kaybeden bir Golden State Warriors vardı. Art arda felaketler ise adeta Hollywood senaryosu gibi.
Final serisi sırasında Kevin Durant’in aşil tendonu sakatlığı ve Klay Thompson’un sakatlığı ile korku filmi başlamıştı. Zaman zaman ayrılabileceği konuşulsa da Durant’in ayrılığı herkes için şok olmuştur. Özellikle New York yerine Nets’i tercih etmesiyse tam anlamıyla öngörülemez bir durumdu. Sakatlığının ayrılmasında etkili olduğu söylense de korku filmini başlatmıştı.
Takımın dinamosu ve her şartta oynayan Klay’in durumu ise oldukça üzücü. Bacağı kopsa dahi oynamak isteyen bir oyuncu olan Klay, yaşadığı diz sakatlığı sebebiyle en azından şubata kadar oynayamayacak. (Takımın durumuna göre riske edilmeyebilir.)
Finallerin MVP’si seçilen Andre Iguodala, Memphis’e takaslandı. Bench’ten gelen Shaun Livingston’da emekli olma kararı aldı ve kadro zayıflamaya başladı. Hatta takımda neredeyse orta seviye de 3 numara kalmadı. Takımın başarılı olmasıyla birlikte draftta iyi sıralardan seçim yapamayınca genç yetenekleri bulmakta da zorlandılar.
NBA’de draft sistemi aslında dengeyi getiren bir simge. Art arda başarılı senelerin ardından draftta alt sıralardan seçen takım daha az potansiyelli oyunculara yönelmek zorunda kalıyor. Ve kadro dağılmaya başlarsa oyuncuların yerini doldurmak zor oluyor. NBA’i NBA yapan belki de bu döngü. Ve bu döngünün son kurbanı da Golden State Warriors.
Bu kadar kayıp yaşanırken ekstra bir hamle ile adını duyurdu Golden State. Brooklyn’de enfes bir seneyi geride bırakan D’Angelo Russell takıma katılmıştı. Başta takas yapabilmek için yapılmış bir hamle olarak görülse de Klay’in yokluğunda takımın dinamolarından biri olabilirdi.
Ta ki Curry’nin sakatlığına kadar.
Golden State için belki de olabilecek en kötü senaryo yaşandı ve Curry’in el bileği kırıldı. Curry varken dahi korkunç bir performans ortaya koyan Golden State’i çok daha zor günler bekliyor. Play-off yarışında olmasını beklediğimiz takım belki de sezonu son sıralarda tamamlayacak.
Sporda sık sık kullanılan bir söz vardır: ‘’ Bir şampiyonun yüreğini asla hafife alma! ’’ Stephen Curry’in sakatlığı olmasa bu söz üzerine bir yazı hazırlayıp paylaşabilirdim. Ama takımın durumuna ve eksiklerine bakılırsa Golden State için bu sene tünelin ucunda ışık yok. Abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz ama sadece Golden State’in kadrosuna bakmanız yeterli. Kadronun yarısı G-League seviyesinde ve isimlerini daha önce duymadığınızı iddia edebilirim. Maç performansları ise facia.
Peki Golden State ne yapacak? Muhtemelen bu sezon adeta sürünen bir takım göreceğiz. Curry’nin olmadığı, Klay’in muhtemelen riske edilmeyeceği bir sezonda Golden State adeta tanking yapan bir takım görüntüsünde olacaktır.
Sizce bu olayların ardından Golden State için umut ışığı var mı?