Bugüne kadar birçok basketbol haberinde, paylaşımda, röportajda Rıdvan Yağımlı‘nın ismini duymuşsunuzdur ya da okumuşsunuzdur. Peki kimdir bu Rıdvan Yağımlı, neler yapmıştır, çoğunuzun pek fikri yoktur. Kendisi tam olarak bir basketbol taraftarı, bu sporu hayatının merkezine yerleştirmiş birisi. Aynı zamanda 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’ndan itibaren Türkiye Basketbol Federasyonu bünyesinde Efes Pilsen World Cup, All Star, Cumhurbaşkanlığı Kupası gibi birçok organizasyonda yer aldı. Çeşitli sitelerde basketbol analistliği ve yorumculuğu yaptı. Aynı zamanda websitemiz SonPeriyot.com’un en yetkili yöneticilerinden ve NBA Followers dahil olmak üzere 40’a yakın basketbol sayfasında paylaşımlar yapıyor. Tüm bunlar dışında Rock Tatili Foça, Profestival Rock gibi müzik festivallerinde çalıştı, üniversite şenliklerinin organizasyonlarında görev aldı, Behzat Ç. başta olmak üzere çeşitli televizyon dizilerinin setlerinin çekimlerinden bulundu. Takipçilerimizden Ali Hakkı Aydın, Türkçe dersi ile ilgili bir proje için kendisiyle röportaj gerçekleştirdi. Biz de bu röportajı yayınlamak istedik.
Ali Hakkı Aydın: Basketbola kaç yaşında başladınız? Geç yaşta basketbola başlamak sizce büyük bir dezavantaj mıdır?
Rıdvan Yağımlı: Benim basketbolla tanışmam ilkokul 1. sınıfta oldu. O yıllarda ağabeyim okul takımında oynuyordu, antremanlara beni de götürüyordu. İzleyip bir şeyler kapmaya çalışıyordum. O aynı zamanda geceleri haftada 1 kez Kanal D ekranlarında yayınlanan NBA maçlarına kalkıyordu. Ben de bir gece maçı canlı izleyebilmek için büyük heyecan duydum ve bir şekilde maça uyanmayı başarabildim. O maç Michael Jordan’ın Chicago Bulls kariyerinin son yılında Utah Jazz’a karşı şampiyonluğu getirdiği maçtı. İnanılmaz keyifliydi, hala o maçın verdiği tadı unutamam. Daha sonra maç izlemek rutine döndü, mümkün oldukça maçları takip ettim, heyecana tanıklık ettim. Spora ne kadar erken başlarsan o kadar iyidir aslında. Hem fiziksel hem de mental olarak gelişim açısından. Ama asıl önemli olan kaç yaşında başlarsan başla yeterince çalışmak, inanmak ve mücadeleyi hiçbir zaman bırakmamak.
AHA: Size basketbolu sevdiren nedir?
RY: Basketbol çok keyifli bir spor. Heyecan hiç bitmiyor. Tempo hep var. Sayının, skorun yüksek olması alınan zevki de artırıyor. Bu sporu sevmek için binlerce neden var aslında. Oyunun içindeki sürekli değişim var, maçın nasıl sonlanacağına dair hiçbir garanti yok. Bilinmezlik, merak, sahadaki spor kuralları çerçevesindeki mücadele, atmosfer, görsel şovlar bu sporu güzel yapan unsurlardan sadece birkaçı.
AHA: Türkiye’deki basketbola bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz, diğer ülkelerle aramızda ne gibi farklılıklar var?
RY: Spora bakış açımız genelde başarı ile doğru orantılı. Futbola ilgi özellikle 2011’deki kaos ortamından sonra çok azaldı. Milli takım başarısızlığı da bunu beraberinde getirdi. Basketbolda ise tam tersi. Hem kılüp hem de milli takım bazında gerçekten başarılıyız. İsmimizden sıklıkla söz ettiriyoruz. Türkiye’de özel bir basketbol kitlesi oluştu ve bu kitle gerçekten aklıbaşında, kültürlü, seviyeli insanlardan kurulu. Holiganlık yerine eğlence ön plana çıktığı sürece ilgi de olumlu anlamda artacaktır. Diğer ülkeler hakkında konuşabilmek için onların ekonomik ve kültürel seviyelerine, organizasyon yapılarına, spora bakış açılarına bakmamız gerekiyor en başta. O yüzden bu soruya Türkiye üzerinden cevap verebildim.
AHA: Neden Türkiye’den diğer Avrupa liglerine oyuncular pazarlayamıyoruz?
RY: Türkiye’de bu sorun hep var. Oyuncularımız bizim ligde kazandıkları paraları ve popülerliği Avrupa’da hiçbir ligde kazanamazlar. Rahata düşkünlük, tembellik birçok oyuncumuzun potansiyelini değerlendirememesine sebep oldu. Yıllar önce Serkan Erdoğan Tau Ceramica’ya gitmişti, çok başarılı olmuştu. İbrahim Kutluay ve Mirsad Turkcan da Avrupa’da inanılmaz işler yaptılar. Gelenekselcilikten çıkmak gerekiyor bu tür başarıları elde etmek için.
AHA: NBA’deki Türk temsilcimiz hakkkında ne düşünüyorsunuz?
RY: Hidayet Türkoğlu’nun başlattığı akım diğer oyuncuların da önüne açtı. Hidayet, Amerika’da çok saygı duyulan, Türkiye’nin Jordan’ı olarak adlandırılan bir isim. Ersan son derece profesyonel, başarılı, işini iyi yapan bir sporcu. Ömer çok önemli bir uzun, savunma caydırıcılığı onu değerli uzunlardan birisi yapıyor. Enes çok potansiyelli, gelişmeye açık bir All-Star adayı. Furkan da bu ligde kalıcı olabileceğini şu ana kadar geçen kısa sürede ispatladı. Hiçbiri hakkında olumsuz bir şey söyleyemem, en iyi şekilde bizleri temsil ediyorlar.
AHA: Türkiyeye basketbolu sevdirmek için neler yapılmalı?
Öncelikle maçlar herkesin ulaşabileceği şekilde açık kanallarda yayınlanmalı. Bu kitlenin genişlemesi için çok önemli. Parklardaki basketbol oynamak için ayrılan alanların ne halde olduğu da ortada. Çoğu zaman ya potanın çemberinin olmadığını ya potaların orantısızlığını ya park yeri olarak kullanılmaya başlanıldığını ya da berbat bir zemine sahip olduğunu görüyoruz.
AHA: Şu an profesyonel anlamda bir takımda oynuyor olsaydınız hangi takımda olmak isterdiniz?
RY: Aslında bu sorunun cevabı basketbol pozisyonum ya da özelliklerimle alakalı olarak değişir. Ama genel bir cevap verecek olursam Türkiye’de Fenerbahçe Ülker’de, Avrupa’da Real Madrid’te, NBA’de de San Antonio Spurs’te yer almak isterdim.
AHA: Basketboldaki idolünüz kim?
RY: Tek bir idolüm yok. Her yıl favori oyuncularım değişir ya da aralarına yeni isimler eklenir. Ancak son 10-15 yıllık değişmeyen idollerim arasında en başta Manu Ginobili, Dirk Nowitzki, LeBron James, Chauncey Billips, Steve Nash gibi sporcular var. Aradığınız en yeni escort bursa kadınlar heyecanlı bir şekilde erkek partnerlerini beklemektediler.ve çekici
AHA: Peki size göre basketbol tarihinin gördüğü en başarılı oyuncusu?
RY: Kesinlikle Michael Jordan. 6 tane şampiyonluğu var. Hepsinde de en değerli oyuncu seçildi. Basketbol tarihini değiştiren, bu spora bakış açısını farklı noktalara taşıyan çok saygıdeğer bir isim. Onun basketbolla ilgili hikayelerinin yer aldığı bir roman geçse elime bitirine kadar evden çıkmam sanırım.
AHA: En çok hangi takımın şampiyon olmasını istiyorsunuz?
RY: Ben NBA’de basketbolun güzelliklerine bakıyorum her zaman. Bu sezon en güzel basketbolu da Golden State Warriors oynuyor. O yüzden NBA şampiyonu olmalarını istiyorum diyebilirim. Batı’da Golden State Warriors – San Antonio Spurs, Doğu’da da Atlanta Hawks – Cleveland Cavaliers finallerinin olmasının heyacanını kuruyorum.
Gelelim kişisel sorulara; AHA: Nerede doğdunuz ve kaç yaşındasınız?
RY: 1 Mayıs 1990, Kütahya – Merkez doğumluyum. Ancak Ankara, İstanbul, New Jersey gibi büyük şehirlerde de yaşadım.
AHA: En sevdiğiniz oyun?
RY: 2 yıl önce bu soruyu sorsaydın Pro Evolution Soccer derdim ancak artık FIFA 15 oynamayı tercih ediyorum. Basketbolda da NBA 2K serisi her zaman tercihim.
AHA: Tuttuğunuz futbol takımı?
RY: Fenerbahçeliyim. Adımın Rıdvan olmasının da doğduğum yılda Rıdvan Dilmen’in Fenerbahçe forması altında mükemmel bir performans sergilemesinin payı da var.
AHA: Hangi okulda okudunuz?
Geçtiğimiz yıl Hacettepe Üniversitesi – Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. En çok okumayı istediğim bölüm oydu zaten, bir nevi hayallerimi gerçekleştirdim.
AHA: En sevdiğiniz film?
RY: Tom Hanks’in başrolde oynadığı 1994 yapımı Forrest Gump filmi. Gerek filmin gidişatı gerekse konuların birbirine paralel olarak bağlanması çok etkileyici.
AHA: En sevdiğiniz şarkı?
En sevdiğim değil de onlarca çok sevdiğim şarkı vardır ama illa bir cevap vermem gerekecekse Depeche Mode’un Enjoy The Silence isimli parçası demek istiyorum. Bugüne kadar birçok kez başkaları tarafından seslendirildi, ne zaman dinlesem de benim için farklı duygular uyandırır.
AHA: Sorduğum sorulara cevap verdiğiniz için teşekkür ederim, destekleriniz için de minnettarım.
RY: Ne demek, asıl ben teşekkür ederim. İyi niyetli, ciddi yaklaşanlara ben de her zaman olumlu geri dönüş yapmaya çalışıyorum. Benim için keyifti.
twitter.com/Rudeone23
twitter.com/NBAFollower23
facebook.com/NBAFollowers0
Rıdvan Yağımlı’nın yazılarını ve yaptığı basketbol röportajlarını ve Rıdvan Yağımlı yazar sayfasında bulabilirsiniz.
