Dünya 8. harikasını ararken Fenerbahçe bu kez sürpriz bir paketi, seri üretiminin 8. parçası olarak okyanus ötesine uğurladı. Selefi Bogdan Bogdanovic’ten sonra, Marko Guduric için ‘sıradaki büyük hadise’ umudunu taşıyanların sayısı az değildi. Her iki Sırp da Türkiye’ye geldiklerinde 22 yaşında olsalar da, yakın geçmişlerine bir bakış Marko’nun daha uzun soluklu bir projenin ürünü olacağının sinyallerini veriyordu. Zira Boogie Partizan’daki son senesinde takımının taşıyıcısı konumundayken, Guduric henüz filiz veren bir tohum misali Kızılyıldız için bir rol oyuncusundan öteye gitmemişti.
Guduric’i seyrettiğinizde pembe hayallere kapılmamak gerçekten kolay değil. Estetik tekniğini, 3 pozisyonu doldurabilecek bir fizik ve geçerli bir atletizm tamamlıyor. Fakat şutör gardın boğazdaki iki senesine damgasını vuran gerçek, solakların büyüsünün bile üzerini örtmeye yetmediği istikrarsızlığı oldu. Karar anlarında iki ayrı ses kulağına sürekli farklı şeyleri fısıldıyormuşcasına, Sırp oyuncu hala oyunun kendisine getirdiklerini güdülerinden ayırabilmiş değil. Agresif olması gereken anlarda, (aşık olduğunu düşündüğüm) gökkuşağını andıran üç sayı denemeleri onu nazarımda ‘oyun tembeli’ sıfatına daha çok yaklaştırıyor. Rakamlar da aksini söylemiyor. 1.96’lık skorer Euroleague’de forma giydiği toplam 4 sezonun her birinde, üç sayılık atışlarına ikiliklerinden daha fazla başvurdu.
Peki harika donanım, eksik yazılımın en güzide örneklerinden Marko Guduric, Elvis Presley’e gençlik yıllarında ev sahipliği yapan kentte, şehirle birlikte anılan Rock&Roll’un coşkulu ritmine ayak uydurabilecek mi? En güçlü tarafının Memphis’in yumuşak karnı olması ilk avantajı. Takımın dış oyuncuları arasında, çizginin gerisinde onun kadar tehdit oluşturabilecek başka bir kısa yok. Grizzlies’in son dönemde yaptığı takaslarla değişen rotası onun için daha fazla dakika anlamına gelebilir. Yine de günün sonunda asıl belirleyici olan o dakikalarla ne yaptığınız. Sırp oyuncunun Nba seviyesinde oyuna daha fazla çeşitle etki etmenin yollarını bulması şart. Fiziksel oynamayı sevmemesi adına büyük eksi ve savunmadaki ayak çabukluğu hakkındaki en net soru işareti.
Gelişimini tamamlamadan Obradovic’in kanatları altından ayrılmak cesur ama akıllıca bir karar değil. Diplomasız mezunun puzzle tahtasında dolduracak çok parçası var. Bundan seneler sonra itiraf sitelerinden birinde M.G. rumuzuyla bir paylaşım görürsek, sanırım yazanın kimliğini tahmin etmek kimse için zor olmayacak.
