Yıllarca NBA’de oyuncuların ciddi şekilde rekabet ettiğini ve bireysel olarak birbirlerinden hazetmediklerini çokça gördük. Sürekli oyunun değiştiğini,hızlandığını veya temasa dayalı oyundan uzaklaşıldığı söyleniyor. Kısmen bunlar doğru. Hızın inanılmaz arttığı bir gerçek mesela ama bu rekabetin düştüğü anlamına gelmiyor benim için.
NBA dünyasına tam anlamıyla düşüşüm 2008 yılı . O zamanlar Celtics “Big Three” akımının ilk önderi olmuş ve uzun yıllar sonra ligin tepesine çıkmıştı. Lakers ise ortalama geçen sezonlardan sonra Pau Gasol takasıyla birlikte batının zirvesine oturmuştu. O zamanlar daha sert daha 90’lara yakın bir basketbol vardı. Hakemler bazı temasları es geçiyor ve oyuncuların birbirlerine müdahalesine izin veriyordu. Şimdi ise bu iş biraz daha sertleştirildi. Artık en ufak temasta hakemler düdüğü çalıyor. Zaten oyunun genel yapısı temasa o kadar meyilli değil. Yine de bu rekabetin bittiğini veya savunma yapılmadığını göstermiyor.
Eski nesil yıldızların genetiği daha farklıydı. Örneğin Mıchael Jordan hiç kimseyle çok yakın ilişkiler kurmadı. Keza Magic Johnson ve Larry Bird ikilisi bile şimdiki yıldızların yakınlığı kadar göze çarpmıyordu. Bunun en büyük etkeni bizim medya çağında yaşamamız. Türkiye’nin herhangi bir ilinde akşam evde otururken LeBron James’in o dakika da ne yaptığını görebiliyoruz. Belki medya bu kadar aktif olsa Bird&Magic ikilisini bir restoranda veya bir partide görebilirdik.
Michael Jordan en keskin örneklerden birisidir bu konuda. Yan yana oynadığı oyuncuların bile sosyal hayatta ne kadar iletişime geçtiklerinden hayli şüpheliyim. İzleyiciler özellikle o dönemi izleyenler şimdi partilerde sarmaş dolaş olan yıldızlara şöyle bir bakıyor. Kimileri içinse dışarıda oyuncuların ne yaptığı önemli değil. Benim içinse sporun genelinde en önemli şey olan rekabetin ne boyutta ve.ne şekilde geldiği. Örneğin finallerde burun buruna gelen LeBron ve Durant dışarıda tabiki istediklerini yapabilir. Ben işin saha kısmına bakıyorum. O istediğim rekabeti orada görmek istiyorum. Tabiki bunu şiddet , kavga gibi şeylerle değil sözlü atışma gibi şeylerle görmek istiyorum. Kimileri bunu “zaten rekabet yok ” diyip iyice dozunu arttırıyor. Herkesin tanıdığı bir yazar “Durant , LeBron ile antreman yapmamalı . Hareketlerini ortaya çıkarıyor” demişti bir açıklamasında. Tarihe geçen adamların böyle bir derdi olması mümkün değil.
Zaman içinde değişen oyun gibi değişen oyuncu profillerini de anlamak lazım. Kevın Garnett gibi sürekli savaş baltaları hazır olan , Kobe Bryant gibi alt çenesi önde çılgına dönen adamlar artık yok. Yine de bu rekabetin , mücadelenin veya hırsın NBA’de bittiğini göstermez. Her dönemi ayrı ayrı güzel ve her dönemin başka kahramanlarına , hikayelerine tanık olduğumuz bir lig burası.