Tam adıyla Kevin Wayne Durant. Ya da aşina olduğumuz lakaplarıyla ‘’Durantula’’ veya ‘’KD’’ …
NBA tarihine şimdiden adını yazdıran 1988 Washington doğumlu bu adam zor bir çocukluk dönemi geçirdi. Babasının onları terk etmesi, annesinin ise aileye bakmak için çalışması nedeniyle büyükannesi tarafından büyütüldü. Çocukluk yıllarında spora, özellikle de basketbola ilgisi olan bu genç adam profesyonel kariyerine Amatör Atletizm Birliği’nde başladı. Ailesinin yaşadığı zorluklar nedeniyle sık sık taşındılar ve bunun nihayetinde birçok takımda forma giydi. Lise kariyerine National Christian Academy’de başlayan ve burada iki yıl forma giyen Durant, daha sonra Oak Hill Academy’de forma giydi. Gösterdiği başarılı performans ve o yaşıtlardaki arkadaşlarına göre daha atletik olan KD, Montrose Hristiyan Lisesi tarafından kadroya katıldı.
Durant o sezon içerisinde gösterdiği 23.6 sayı, 10.2 ribaunt, 3.0 asist, 3.0 top çalma ve 2.4 blok ortalamaları tutturarak en dikkat çeken oyuncu olmayı başarmış ve bu istatistikleri Greg Oden’dan sonra lisede tutturabilen ikinci oyuncu olarak tarihe geçmişti.
Tarihler 2006 senesi gösterdiğinde liseden mezun olan bu genç adam, kolej kariyeri için en ünlü takımlardan bir tanesi olan Texas Üniversitesi ile anlaştı. Lisedeki iyi performansını burada da devam ettiren Durant, o sene içerisinde oynanan Tec Red Raiders maçında ortaya koyduğu inanılmaz performansla adeta herkesin ağzını açık bıraktı(37 sayı-23 ribaund). O sezonu 25.8 sayı ortalamasıyla tamamlayan bu doğuştan skorer isim, birçok ödüle layık görülürken aldığı kararla 2007 yılında NBA seçmelerine gireceğini açıkladı. Bu karardan sonra Texas Üniversitesi onun giydiği 35 numaralı formayı emekli etti.
NEDEN 35 NUMARA ?
Her oyuncunun giymek istediği özel numaralar vardır. Bazılarının uğurlu sayısıdır bu, bazılarının ise ailesinden bir kişinin doğum tarihi. Durant’in kariyerine başladığından bu yana aynı numarayı giymesinin ise çok farklı bir nedeni var. Yazının giriş kısmında da bahsetmiştim basketbola başladığı yer olan Amatör Atletizm Birliği’nden. Burada onun baş antrenörlüğünü yapan ve deyim yerindeyse kariyerini ona borçlu olduğunu söyleyen Durant, antrenörünün 35 yaşında hayatını kaybetmesi nedeniyle bu forma numarasını giyiyor.
BİR STAR DOĞUYOR
2007 yılında NBA seçmelerine katılacağını söyleyen KD, Seattle Supersonics tarafından birinci tur draft seçimlerde ikinci sıradan seçilmeyi başardı. Seattle formasıyla ilk maçına Denver Nuggets karşısında çıkan KD, bu maçta 38 dakika sahada kalırken, Kasım ayında gösterdiği performansla ile NBA’deki ilk bireysel ödülünün sahibi oldu(Ayın Çaylağı Ödülü).
Kalitesini kolej yıllarından itibaren gösteren Durant, NBA’de yer aldığı ilk senede 20.4 sayı, 4.4 ribaund ve 3.3 asist ortalamalarıyla oynayarak hem yılın çaylağı ödülünü hem de yılın birinci çaylak beşinde yer alma başarısı gösterdi.
OKLAHOMA CİTY THUNDER GÜNLERİ
Hepimizin bildiği gibi Seattle Supersonics takımı 2008 yılında Oklahoma’ya taşınmış ve takımın ismi de Oklahoma City Thunder olarak değiştirilmişti. Thunder, Kevin Durant’taki müthiş parıltıyı görünce, şampiyonluk yolunda iddialı bir kadro kurma amacıyla o sene kadrosuna Russell Westbrook’u da kattı.
2008-2010 yılları arasında Durant için adeta top noktaydı… Önce 2009 All-Star organizasyonu kapsamında Çaylaklar Maçı’nda görev alan Durant burada 46 sayının altına imzasını atmış ve o zamana kadar Çaylaklar Maçı’nda bir oyuncunun en fazla üretebileceği sayı rekorunu kırmıştı. Normal sezonda ise New Orleans’a karşı atmış olduğu 47 sayıyla da kariyer rekorunu kırmayı başardı. Gittikçe daha da tecrübe sahibi olan ve Westbrook’la çok iyi bir uyum sağlayan Durant, 2012 yılında kariyerinin ilk NBA Finali’nin oynama başarısı gösterdi. O dönemde Chris Bosh’lu, Dwayne Wade’li ve LeBron James’li Miami Heat’e 4-1 kaybeden OKC’de Kevin Durant, maç başına %54’lük inanılmaz bir yüzde ve 30.6 sayı ortalaması yakalasa da takımına şampiyonluğu getiremedi.
MVP OLMA BAŞARISI GÖSTEREN TARİHTEKİ İLK OKLAHOMA OYUNCUSU
Her sezon daha da çılgın bir performans gösteren Durant artık tarihin en önemli oyuncularından bir tanesi olacağını herkese kanıtlıyordu. 2013-2014 sezonunda üst üste on iki maçta 30 sayı ve üstü barajını açan ‘’Durantula’’, Kobe Bryant ve Tracy McGrady’den sonra tarihte bunu başaran üçüncü oyuncu olma şerefini kazandı.
MVP seçildiği yılda 32.0 sayı, 7.4 ribaund ve 5.5 asist ortalamaları yakalayan Durant, hem kariyerinde ilk kez ‘’En Değerli Oyuncu’’ ödülüne layık görüldü hem de bu unvana ilk kez erişen Oklahoma oyuncusu olarak tarihte yerini aldı.
SAKATLIK KABUSU
2014-2015 sezonu Durant için tam anlamıyla kabus gibi geçti. Yeni sezon öncesinde sağ ayağında kırık tespit edilen yıldız oyuncu, sezon başlangıcı kaçırdı ve sahalardan 8 hafta uzak kaldı. Sakatlığının ardından tekrar parkelere dönse de bu sefer de maç içerisinde bir Speights ile yaşadığı çarpışma sonucu sakatlık geçirdi ve ayak bileğinden tekrar sakatlandı. Daha sonra sezon içerisinde sol ayak parmağından sakatlanan ve ameliyat edilen Durant o sezon sadece 27 maçta görev alabildi.
YOL AYRIMIYLA BAŞLAYAN YENİ BİR BAŞLANGIÇ…
Oklahoma City Thunder ve Kevin Durant birlikte tam 9 sene geçirdi. Bu sürede Durant, sergilediği performansla kulüp tarihine adını altın harflerle yazdırmayı başardı ve en çok sevilen Thunder oyuncusu oldu ta ki…
Bir 4 Temmuz günü Durant’ın Golden State Warriors’a katılmasını açıklayacağı güne kadar. Bu karar herkes tarafından oldukça eleştirilirken, Durant’in sadece şampiyonluk kazanmak amacıyla oraya gittiğini ve takımını sattığını düşünenlerin sayısı hiçte az değildi. Hatta bu hareket, LeBron James’in 2010 yılında Miami Heat’e transfer olmasıyla aynı kefeye koyuldu. Warriors ile iki yıllığına tam 54.3 Milyon Dolar’a anlaşan KD için artık önünde yeni bir yol vardı.
WARRİORS GÜNLERİ, BAŞARILAR, ŞAMPİYONLUKLAR…
Golden State Warriors forması ile ilk maçına 25 Ekim’de San Antonio karşısında çıkan Durant, takımına hiç yabancılık çekmedi ve o maçta gösterdiği 28 sayı, 10 ribaund , 5 asist ve 6 blokluk muazzam bir performans sergilerken, eski takımı Thunder’a karşı sahada olduğu ilk maçta ise rakip potaya 34 sayı bıraktı. O sene içerisinde sakatlık kabusunu yine yaşayan Durant, normal sezonun son 19 maçını kaçırdı.
Sakatlıktan dönüp play-off’larda tekrar sahne almaya başlayan Durant, sanki basketbola susamış gibiydi özellikle de final serisinde…
Cleveland Cavaliers’e karşı oynanan ilk maçta 14/26 isabetle tam 38 sayı üreten Durant galibiyetin mimarı olurken, diğer maçlarda da her zaman takımının en skorer ismi olmuş ve hak ederek hem NBA şampiyonluğunu hem de MVP ödülünü kazanmıştı.
Bu harika geçen sezonun ardından KD, 27.7 Milyon Dolar olan oyuncu opsiyonunu kullanarak serbest bir oyuncu olmuştu. Herkesin merakı KD’nin yeni takımının hangisi olacağıydı. Bazı kesimler onun Thunder’a döneceğini düşünürken, çoğunluk olan Thunder taraftaları onu ‘’hain’’ olarak tanımlamış ve takıma dönmesini istememişlerdi. Nihayetinde karar veren Durant, 25 Temmuz günü Warriors’la maksimum kontrat değerinin oldukça altına bir paraya anlaşan KD takımda kalmaya karar verdi.
ÜST ÜSTE İKİNCİ ŞAMPİYONLUK VE MVP’LİK
Geçen sezonun aksine 17-18 sezonunu daha rutinde geçiren Warriors, 24 mağlubiyetle normal sezonu ikinci sırada tamamlarken, yıldız oyuncularını bazı maçlarda dinlendirdi bazı maçlarda ise sakatlık nedeniyle oynatamadı. Mart ayında yine kaburgasından sakatlanan ve bir süre forma giyemeyen Durant, sakatlığını tamamen atlattıktan sonra play-off’larda yine rüzgar gibi esmeye başladı.
Batı Konferası Finali ilk maçında Houston Rockets potasına 37 sayı bırakan KD, Warriors’un seride geriye düşmesine rağmen son maçta ortaya koyduğu 34 sayılık performansla takımını üst üste ikinci kez finale taşıdı.
Finalde rakip yine Cleveland Cavaliers’dı ama işler geçtiğimiz sezona göre oldukça kolay olacaktı. Hepimizin hatırladı ilk maçtaki JR Smith faciasından sonra seriyi 4-0’la süpüren Warriors’da Durant, 28.8 sayı, 10.8 ribaund ve 7.5 asist ortalamalarıyla yine yeniden MVP seçildi.
İşte böyleydi bu hikaye… Başarılar, sakatlıklar, tarihe tanık olmalar… Kevin Durant gibi doğal bir skoreri izleyebildiğimiz için gerçekten çok şanslıyız. İyi ki doğdun KD, kariyerinde daha nice başarılara !
