Orwell’ın “Hayvan Çiftliği” kitabındaki sözlerine ithafen eşit olmayan bir spor düzeni içerisindeki eşit düzen NBA basketbolu da artık “daha eşit”. Tek takımın domine ettiği bir NBA’yi anlattık.
Dünyanın en kapitalist ülkesindeki en sosyalist düzen olarak kimi uzmanlarca betimlenen NBA, son yıllarda yaşanan gelişmeler sonucu bu özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş durumda. Sağlamış olduğu finansal düzen ile birlikte tarihinin en başarılı takımları Boston Celtics ve Los Angeles Lakers hariç tutulduğunda, her sene farklı bir “en büyük” çıkaran NBA, bir Batı Yakası Hikayesi’ne günümüzde direnemiyor.
Bahsedilen adaleti, Draft, Salary Cap ve nice düzenleyici kaide ile sağlayan NBA ve yönetimi, ABD’nin refahı yüksek muhitlerini barındıran şehri San Francisco’nun sarı lacivertlileri son 5 yıllık periyotta NBA normal sezonunu, playofflarını ve şampiyonluğunu domino etmiş durumda.
Başarılı draft politikaları, muazzam oyuncu pazarlama stratejileri ve yüzyılda birkaç kez denk gelebilecek oyun/oyuncu kimyası vb. şekilde çoğaltılabilecek şekilde NBA’nin son 4 finalinde yer alan, bunların 3’ünü kazanan Golden State Warriors, tam rekabet piyasasını monopol piyasasına çevirmiş durumda.
2016 yılında ilk beşindeki 3 oyuncuyu All-Star yapan, 2017 yılında Durant takviyesi ile bunu 4’e çıkaran ve 2018 yaz transfer döneminde ilk beşinin tamamını All-Star’a yollayabilecek duruma getiren GSW, zenginin daha zengin olduğu bir dünya düzeninde, yatlar katlar inşa etmeye devam ediyor.
Sorun yok, soru çok. Haksızlığa meydan vermeyecek şekilde gerçekleşen durum ve bu duruma ket vurmaya çalışacak harici 29 takım.
NBA 2018-2019 sezonu, herkesin bir kimseyi yenmeye çalışacağı bir ortama ev sahipliği yapacak. Tanıklık eden biz; yazan yöneten Golden State Warriors. Yer Hollywood’un yanı. Eleştirmen mi? “Dünyanın en iyi eleştirmeni” bu yıl Hollywood’da. Olayları daha yakından takip etmekle yetinmemeyi umuyor.
Ata Ateş