2018 NBA Draft’ı tamamlandı. Diğer senelere göre takasların daha az olduğu oyuncu seçmelerinde ilk seçim sırasına sahip olan Phoenix Suns beklenildiği gibi Deandre Ayton’ı seçti. Peki Phoenix’in gelecek planları neler? Başarı için gereken şeylere sahipler mi?
Phoenix Suns son yılların NBA’de en başarıya aç takımlarından biri. 2009-10 sezonundan beri play-off göremeyen ekip son yıllarda da Batı Konferansı’nın son sıralarına demir atmış durumda. Geçtiğimiz yıllarda Bender, Kendall Marshall, Alex Len gibi istenileni veremeyen isimlerle bir bakıma draftlardan eli boş dönen takımın tek umudu Devin Booker olmuştu. Her sene seçmelerde en az 3 hakları olsa da belki de o hakları en kötü kullanan takımların başında geliyorlar.
Geçtiğimiz sezonu da 21 galibiyet 61 mağlubiyet ile bitiren takım en düşük sıralamada sezonu kapattı. Özellikle son maçlarda ‘’tanking’’ taktiği ile çoğu maçı adeta bilerek kaybetmek istemeleri de bunda oldukça etkiliydi. Fakat çoğu otoriteye göre Phoenix için son 2 sene bir yapılanma senesiydi. Kimine göre ise Phoenix yenir bir Philadelphia 76ers olma yoluna çoktan girdi.
Takım bu sezonu 23 yaş ortalamasıyla oynayarak diğer takımlar içinde en genci oldu. Aslında şu anda en kötü takımlardan biri olarak gözükseler de gerçekten onlarda büyük bir potansiyel var. Takımın geçen sezon en skorer ismi maç başına 24.9 sayı ortalama yakalayan 21 yaşındaki Booker oldu. Bununla birlikte geçtiğimiz sene draft edilen Josh Jackson’ın ilk sezonunda 13.1 sayı ortalaması da onlar adına sevindiriciydi.
Bu gençlerle birlikte en son lotaryanın en gözde oyuncusu Ayton’ı da kadroya kattı Arizon ekibi. Takımın en büyük sorunu olan pota altına adeta bir panzehir olabilecek potansiyeli olan Ayton, yalnızca bir uzunun sahip olması gereken özelliklere değil aynı zamanda modern basketbolun gerektirdiği şut kapasitesine de kendini adapte etmiş durumda gözüküyor. Bununla birlikte Phoenix 10. sıradan seçilen Mikal Bridges’i de takas yoluyla alarak birnevi Booker’ın alternatifini yarattılar.
Tüm bunların yanında Phoenix’in bir diğer yeni kanı koç Igor Kokoshov. Daha önce de Phoenix’te asistan koçluk yapan Igor, 2017 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Slovenya’yı şampiyon yapmış ve Phoenix’e başantrenör olarak geldi. Başarılı koçun diğer koçlara göre takıma daha farklı bir hava katacağı düşünülüyor.
Şüphesiz Phoenix Suns 2018-19 sezonunda ne yapacağı en merak konusu olan takımların başında geliyor. Henüz sezon yeni bitmişken oyun kurucu eksiğine rağmen maaş boşluğu yaratmak isteyen ve bu sezon istenileni veremeyen Elfrid Payton ve pivot Alex Len ilk gidecek isimler gibi gözüküyor. Phoenix’in maaş boşluğu yaratma çabası da onların bu sezon yazında ne kadar aktif olacaklarının bir göstergesi.
Diğer yandan bazılarına göre ilk defa bu sene beraber oynayacak Booker-Ayton ikilisi yeni bir Shaq-Kobe olacakken bazıları ise Phoenix’in son yıllardaki başarısızlıklarının devam edeceğini düşünüyor. Fakat şu bir gerçek ki eğer Phoenix Suns ellerindeki genç oyuncuları verimli kullanır ve bu yaz mantıklı takaslar yaparlarsa ligin en altından çıkarak konferansının en güçlü takımlarından biri haline gelebilecek potansiyeli taşıyor.